Monday, March 30, 2009

Demir


Saglikli bir yetiskinin vucudunda uc gramla dort gram arasinda demir bulunur. Bu demirin buyuk bir cogunlugu da kanda hemoglobinin icinde vucudumuzun orasina berisine oksijen tasir.


Butun bakterilerin, kanser hucrelerinin de gelismek icin demire ihtiyaci vardir. Sirf bu sebepten vucudumuzun bakteri girisine acik olan organlarinda(agiz, burun, kulak ve genital organlar) "demir giremez" alanlari mevcuttur. Buna ek olarak da bu girisler chelator denen nobetciler tarafindan surekli korunur. Bu protein menseeli nobetciler demiri gordukleri yerde kiskivrak yakalarlar ve kullanilmasina izin vermezler. Tukurukten sumuge butun girislerde bulunan sivilar bu nobetcilerle kusatilmistir.


Eski kocakari ilaclarindan bir tanesi yaranin uzerine yumurta beyazini surmektir. Cok yerinde bir davranis oldugunu goruyoruz. Yumurta beyazi, yumurtanin sarisi(yani embryo) mikrop ve bakterilerden korunsun diye demiri kiskivrak yakalayan chelator nobetcileriyle doludur.


Anne sutunde de lactoferrin isimli madde bu nobetcilerden zengindir ve boylece anne sutu yeni dogmus bebegi turlu turlu enfeksiyonlara karsi korur.


Bu bilgileri "Survival of the Sickest" isimli bir kitaptan aldim. Ders kitaplarim yolda henuz gelmedi, elimdeki kitap ta bitiyordu cumartesi Borders a gittim. Hava yagmurluydu, ben uzun uzun yurumustum. Hazelnut li kahvemi aldim, dergilerimi sectim, kuruldum bir masaya iki saat dergi okudum. Cikista da bu kitabi gordum, indirimdeydi. Best Seller di iki sene once, Mehmet Oz'un de soz ettigi bir kitap, onsozu bile var, tabii ben kacirir miyim? Hemen aldim. Bugun okumaya basladim. Yalniz surekli "Hadi canim" "Hadi bee" "Yok yaa" tepkileriyle okuyorum kitabi. Daha basindayim ama buyulendim. Bazi seylerin nedenini ogrenmek beni cok mutlu ediyor. Herkes benim gibi degil ama ben herkes benimmis gibi blogda anlatmak istiyorum her yeni ogrendigim seyi:))))