Tuesday, June 9, 2009

Yagmur

Nasil yagmur yagiyor, cosmus bir sekilde, bayilirim yagmurun bu haline ama kimse de zarar gormesin, evi mevi gitmesin kimsenin. Ben 14 katta izliyorum guzel guzel ama burdaki dandik evlerin her an catisi dusebilir, aman dusmesin. Sabah da bir posta ayni siddette yagdi, hemen gittim Samy'i aldim kafesinden, korkmasin diye. Cani tatlidir bizimkinin:))) Simdi de yine bana siginmis put gibi duruyor. Simsek cakinca bakiyor aval aval. Ayyy dayanamam ben sari kizima:)))) Dogal sarisinim diye seviyorum ben onu, fake degil, kendinden sari kafasi:)))

Monday, June 8, 2009

NBA heyecani


Sondan basliyorum; Magic ve Lakers arasinda oynanan NBA finalinden. Hido sahanin yildiziydi, yemin ederim abartili olacak belki ama tuylerim diken diken olarak bir mac izledim. Lakers i da hic sevmiyorum bu arada, kardesim birak bu sene de Magic sampiyon olsun ya. Hido Kobe'nin elinden kac defa top aldi, oyunu dondurdu ama tabii bir tek HIdo'yla olmuyor. Biz artik yerimizde hop oturup hop kalktik. Bir arkadasimizda seyrettik maci, stress yuzunden Pazar aksami biraz calkantili gecti. Ben maci, Ordek beni izledi, ikide birde bagiriyor 'heyecanlanma' diye:)))) Hido'nun Efes'te caylak oldugu gunleri yad ettik, macin bitmesine dakikalar kala girerdi, Aydin Ors sans verirdi oyunun son bolumunde rahat maclarda. Nerden nereye yaaa? Hem Efes'e bravo cunku bizim cocuklara yeni bir vizyon olusturdu hem de Hido'ya. Spikerlerin agzindan Turkoglu ismi dusmuyor. Kobe'yle karsilastiriliyor surekli. Jack Nicholson hemen tebrik etti, rakip takimin manyak bir fani olmasina ragmen. Simdi next game is on Tuesday. Bekliyoruz bakalim. NBA'ye bayilirim ben ama bu sene harika otesi Hido yuzunden:))))

Dun Iskender yemeye gittik. Fena degildi. Ondan once yuruyus yaptik. Sonra Robeks e gidip ozel meyva suyu yaptirdik. Eve geldik biraz dinlendik, aksam balkonda tost ve cay keyfi...

Bu arada esyalari craigslist e koyduk, bu aksam birileri gelecek, umarim hemen satilir.

Friday, June 5, 2009

Sukur

Unutmusum rahat olmayi, beynimin bir kosesinin surekli mesgul olmasi beni ne kadar rahatsiz ediyormus. Bazi zorluklardan gectikten sonra onceden taktigin salak zirva seylerin anlamsizligini anliyorsun. Simdi umurumda degil hicbiri... Mutlu oldugunda dunya da mutlu olsun istiyorsun. Tek gercek sey sevgi, diger hersey gecici... Hersey yerine oturuyor sadece huzurla istemek ve beklemek gerekiyor ve de sukretmek...

Sahip olduklarimdan dolayi tesekkur ederim Allahim, sonsuzlugum, evrenim...

Wednesday, June 3, 2009

Yeme icme

Deli gibi uyuyorum... Sonra aksam yatma saati geldiginde-11.30-, aman uykum geldi deyip yine uyuyorum. Masallah diyim de ben!

Sabahtan yediklerim incir cekirdegini doldurmaz. Maydanozlu peynirli omlet, karpuz, findik, ceviz, uzum, iki ucgen peynir, sardine konservenin yarisi(bu da smoked oldugu icin bayila bayila yiyemedim), green juice ve su. Aksam da mercimek yaptim yalniz yaparken kusma tehlikesi atlattim. Kiymayi kavururken midem alt ust. Buranin etine alisamadim bir turlu, kokuyor ya. Bu aldigim da grass fed o da baska kokuyor. Zaten oyle deli gibi et tuketmiyoruz ama yani yakinda kokudan hic tuketmicem ben sahsen. Yemek de lazim, etten aldigin demiri diger sebzelerden tam alamiyorsun, vucudun absorbe etmiyor ayni miktarda alsan da!

Aksama meyva(uc cesit daha yemem gerek) ve yogurt ihtiyacimi da karsilamam lazim. Yogurtsuz bir hayat dusunemiyorum.

Bu arada veganlar nasil yasiyor ya, sut yok, yogurt yok, yumurta yok, et yok. Etsiz belki yasayabilirim ama digerleri olmadan cok zor.

Saturday, May 30, 2009

Hayaaaaaat

Cesur olduguma karar verdim. Dusundum tasindim ve evet cesurum ben ya:))) Ama bunu ilginc yapan hic belli etmemem... Hayatimin her devresinde kendi kendime karar verip bunu uyguluyorum. Sonuna kadar da gidiyorum. Bu arada Allahim yasamak cooook zor diye yirtindigim anlar hayli fazla. Agliyorum agliyorum ama yapiyorum. Karar verene kadar isim zor ama sonra kim tutar beni??? Biraz bagimsiz buyudum galiba onun rolu var. Annem despot gozukse de ben yapacagimi yapardim. Ama sinirimi da bilirdim. Lisede okul degistiricem diye tutturdum, onceki sene de okuldan burs almisim, bir sonraki sene daha alabilme ihtimalim var diye annem havadan para odemek istemiyor, cok rahatlicak ama tabii bana soz gecmesi mumkun degil, karar vermisim, degistiricem. Neyse o okulun sinavina girdim bir de, neyse kazandim ve kayit oldum. Zaten digerinden de burs alamadigimi ogrendim, annem mutlu ben mutlu.

Universite harikaydi, kafama gore yasadim, bir de okuldan en yakin arkadasimla ayni sinifa dusmusuz:))) Harika bir dort seneydi. Ne manyakliklar yaptik, ne gezdik, gezmeye doyduk. Universite bittikten sonra ikimiz de gece hayatina uzak durduk cunku bikmisiz. Limit dolmus:)))

Amerika ya gelmeye karar verisim de oyle. Birdenbire apar topar. Karar vermisim ben gidicem. Ondan once annem agzimi yokluyor, kizim gitmek ister misin diye. Yok. Onbes gun icinde ben vizemi mizemi aldim, annemin arkadasinin yanina geldim. Yalniz sehir degistirmeyi bile dusunmezken, alakasizca bilmedigin bir ulkeye gel yerles. Sonra is buldum, turist vizemi is vizesine cevirdim. Bir sene icinde de evlendim. Evlenme tarihini de bir gun onceden belirledik, millete telefon actik, biz yarin evleniyoruz, gelmek ister misiniz diye??? Hayatim boyunca dugunlerden nefret eden ben tam kendime gore bir cilginlikla evlendim. O aksam bize surpriz bir parti yapmislardi ve tam bir surpriz olmustu, usenip cikartmadigim beyaz coraplar basima bela oldu:))))

Sonrasinda hayatin getirdigi aci spontanelerde de yine kafama gore davranmak zorunda kaldim. Gectikten sonra unutuluyor:))) Ordek le basbasa verdik, agladik gulduk ama birakmadik. Ettigimiz ve bizi sevenlerin de ettigi dualar olmasa olmazdi.

Torpulene torpulene daha toleransli oluyorsun sonunda isik olsun da...

Wednesday, May 27, 2009

Dekorasyon cilginligi









Evi tekrar dekore etmeye karar verdik, oyle sifirdan beni bastan yarat durumu olmayacak ama bayagi degisecek... Yine kesinlikle renkli olacak, Ordek cok cok ucuk bir sey istiyor, her renk olsun gibi ama sonra da 'offf yoruldum' der miyiz diye korktuk. Biraz geri cekildik. Su anda kirmizi hakim, bakinca cok seviyorum, kirmizi beni mutlu ediyor ama artik koltuklarin hali dermani kalmadi. Oturunca rahat edemiyorum da icine gomuluyorum gibi oluyor. Iskandinav minimalist tarziyla vintage tarzi birseyler olsun istiyorum, bir de ruhu olsun. Mesela simdiki neseli geliyor bana, optimist:))) Bir suru design bloglarina baktik, harika dekorasyonlar var, duz renk olanlar ve cok derli toplu olanlar haric manyak guzel. Masa disinda herseyi craigslist e koyucaz. Umarim satilir. Masamizi satmayi dusunmuyoruz cunku guzel bir masa, eger kucuk bir yere gececek olursak bunu satip kare almayi planladik. Sandalyeleri degistirip beyaz alicaz. Haftasonu, ptesinin de tatil olmasi sebebiyle sirf mobilyacilari dolasmakla gecti. IKEA dan yine birseyler almak zorunda kalicaz, TV sehpasi gibi ama istedigimiz low sehpalar orda yok mesela, ya da degisik tarz bir koltuk. Yeni bir mobilyaci bulduk, Tolga onerdi daha dogrusu, crazy bir dukkan, fiyatlari da bir o kadar guzel tabii. Koltuklari ordan alicaz ama sanirim. Bir de kocaman soyut bir tablo, en sevdigim sey, bakinca mutlu olabilecegim renkli, kocaman(soylemis miydim) resimler. Dekorasyon dergilerine baktigimda da hep boyle devasa tablolar goruyorum, (onlardan mi etkilendim???), resim beni mutlu ediyor, hep etmistir. Klasik tarzi takdir ederim ama benim gonlum modern de, expressionistlerde ozellikle. Yatak odasini kucuk kucuk foto ve resim cerceveleri, benim yaptigim soyut resimlerle dosedik. Oraya da kocaman bir tablo astik, yatagin basina, degisik birsey. Ordek her seferinde harika diyor, onun sanat sevgisinin gelismesi beni cok mutlu ediyor:))))

Bir de TV almamiz gerek:((( Zaten hersey boyle basladi! Guzel televizyonumuz bozuldu, nasil seviyordum onu, bozulunca uzuldum, benim nazarim degdi, ne guzel gosteriyor diye diye...Bu sefer bu kadar kocaman bir sey almicaz, LEAD diye birsey varmis bana gore plazma... Ordek plazmalar kalkti artik dedi. Ne zaman kalkti ya?

Bir de bu sefer kutuphanem buyucek!!! Buna nasil seviniyorum. Kitap deliligimi Ordek 6 yilin sonunda kabul etmek zorunda kaldi. Her yerde bir tane kutuphane olabilir:)))

Bloglardan bir kac tane ekleme yapiyorum. http://www.apartmenttherapy.com birinci, freshome.com ikinci favourite site im.

Bu arada Nil Karaibrahimgil'in yazisini okuyun. Harika hissediyorsunuz sonunda!!!

Wednesday, May 20, 2009

Hayat

Gecenlerde bir yerde soyle bir sey okudum. Hayatimizda surekli soru isareti birakan, aslinda olmasini cok istedigimiz ama olmasi daha cok dis etkenlere ya da karsimizdaki insanlara bagli olan olaylar icin hep su ucunden birine burunuyoruz;

optimism (boyle olmasi icin polyanna yi oynuyoruz ama gucunu kaybediyor bir yerde fakat tekrar tekrar buna donuyoruz:)))

pessimism (neden olmuyor, allahim olsun olsun diye tepindigimiz zamanlar, depresif ruh hallerimiz)

realism (kabullenis gibi, kabullenip yolumuza devam etmek ama hic vazgecmemek, bu sure zarfinda yukardaki ikisinde gidip gidip gelmek:))))