Saturday, April 11, 2009

Issiz Adam


Dun gece yalnizdim evde, "Issiz Adam"i seyrettim, tabii hickirik tufani sonunda... Uzun zamandir seyretmek istiyordum ama bir turlu denk gelmemisti. Inanilmaz cok begendim filmi. Bir konu bu kadar dogal, yapmaciksiz ve rahat mi anlatilir. Hepimizin hayatinda buna benzer seyler yasanmiyor mu, bazen issiz adam siz oluyorsunuz bazen karsinizdaki. Ama hakkini vermek gerek bu konuda erkeklerin uzerine de yok.


"It's not you, it's me" bunlar son tipik erkek lafi before being dumped.


Yalniz kizin ordaki en son hali, evlenmis, cocugu olmus ama kocasi biraz figuran gibi hayatinda. 'She moved on' demek istiyorsunuz da hala onu dusundugune gore... O kotu ya, gercekten, bunu annemle de konustuk bugun. Yani aklinda ihanet ediyorsa surekli kocasina! O yuzden evlenirken de hemen evlenmiceksin biraz firtinali birseyler yasicaksin kocanla, kavusamama durumu yasicaksin ki ancak ondan once yasadiklarininin uzerinde birsey olsun. Ask zaten kavusamama durumu diye bosuna demiyorlar.


Yani sonucta 'salak herif neden onca guzel seyi teptin' demek istiyorsun ama kiz da hala onu dusunuyorsa icten bir 'ohhh' diyemiyorsun. Belki de o yuzden film bu kadar vurucu.


'Babam ve Oglum' u cok agladigimdan dolayi sevmedim pek, durduramiyordum cunku kendimi, istemsiz olarak agliyordum. Bu ama cok farkliydi . Agladim ama sanki yasadiklarima agliyordum. Kendinden birsey bulmayan var midir bu filmde?


Bu arada film muzikleri kopardi tabii.


Bravo Cagan Irmak ya. Oyuncular da harika, abartisiz, dogal. Turk sinemasi inanilmaz bir yukseliste arkadaslar, butun guzel yonetmenlerimizi kutluyorum. Turk olmaktan gurur duyuyorum.